11 Haziran 2011 Cumartesi

sonsuza dek birine ait olmak..

ait olmak kayıptır bazısına göre. kabul etmek kendi başına buyruk olmadığını, bir başkasının sözlerini son sürat yerine getirip belki de ona hizmet etmeyi. yaşadıklarını unutup yaşayacaklarını ona göre düzenlemek istersin bir çırpıda... her çırpınışın onun içindir aslında. yaptığın kötülükler bile onu çok sevdiğin için günah yazdırmaz sana senin dünyanda. zaten başka da bir dünya yoktur ki senin onu içine koyduğun kendi dünyandan başka.

bazısı bilir bunu, bazısı da anlamaz bir türlü. hep olanlardan yola çıkar ve bir yerlere giderken yanında hep eskileri de sürükler. canını vermeye hazırsındır isterse, kendini verdikten sonra kolay gelir sana bunlar. lafta değil hem de bu sefer. hep beraber olmak, hatta onun olmak. "seninim" koyuluğunda bir sevişme sonrasında "asıl ben seninim" cevabı ile gerçek olanlar dökülür ağacın gür yaprakları arasından. çok özlemek, çok sevmek hep kötü hastalıklar olmuştur. uzakta olması seni nefessiz bırakır, gereksiz şeyler düşündürür, onu kırmak olmasa bile amacın, sonucun bu olur. ağlarsın kendini tutamayıp, anlamasını istersin sadece onu ne çok sevdiğin için olduğunu... ona taptığını!

öylesine onun olmuşsundur ki, tek başına yaptığın her şeyde aslında yanında o vardır. "başkası" yoktur ondan sonra. başkaları olmuştur sadece ondan önce ama düşünmezsin bile. artık bundan sonrası vardır ve onunsundur... onun istediği, onun kızdığı, onun ağladığı, onun güldüğü, onun nefes aldığı, onun anlamaya çalıştığı, onun anlatmaya çalıştığı, onun konuştuğu, onun susadığı, onun nefes nefese kaldığı, onun seviştiği, onun teri! her şeyi olmak için uğraşır durursun pes etmeden, sonsuza dek...